Türk Futboluna UEFA kriterlerinin gelmesinin üzerinden 4 sene geçti. Bu süre içerisinde 4 Büyüklerin nasıl bir borç batağında olduğunu gördük. Son 20 senedir har vurup harman savuran büyük takım yöneticilerinin geride bir enkaz bıraktı. Örneğin Aziz Yıldırım 1998’de Fenerbahçe’yi devraldığında takımın bütçesi sadece 15 milyon dolardı. Şu anda 450 milyon euro borcu var Fenerbahçe’nin. GS, BJK, TS de farklı değil.

UEFA Kriterleri iyi yönetilen küçük takımlara ise yaradı. Başakşehir, Kasımpaşa, ve Malatya’nın başarıları ortada. Bu takımlar mütevazi bütçelerini akıllı ve sorumlu bir şekilde kullandıkları için şu anda Süper Lig’in zirvesindeler. Bu durum geçici bir durum değil ve bunlardan birinin sezon sonunda şampiyon olma ihtimali çok yüksek.

Büyük kulüplerimizin bu büyük borçları ödemesi bence mümkün değil. Çünkü borç ödemek için önce kar etmek lazım ama bu kulüpler hala zarar ediyorlar. Gelirlerinin yarısı zaten faiz ödemelerine gidiyor. Yakında bu kulüpleri yönetenlerin borçların en azından bir kısmından kurtulmak adına konkordato ilan edeceklerini düşünüyorum.

Bu durum yeni neslin takım tutma seçimlerini de etkileyecek. Çünkü kimse başarısız bir takımı seçmek istemez. Türk halkının kendi şehir takımlarına daha fazla destek ve taraftar olma trendine gireceğini düşünüyorum ki doğru olanı da bu. Türk insanının sadece 3 takıma bölünmesi zaten doğru değildi.

Netice olarak UEFA kriterleri Türk Futbolu için acı ve fakat uzun süreçte faydalı olacak bir reçete. Umarım dönüş olmaz.

23-12-2018

Please follow and like us:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

error

Enjoy this blog? Please spread the word :)

  • Follow by Email
  • Facebook
  • Twitter