31-Mart Yerel Seçimlerine doğru farklı bir ortamdan geçiyoruz. Ekonomik sıkıntılar var, enflasyon yükseliyor, hayat pahalılaşıyor, işsizlik artıyor, piyasalar durgun. Ama seçim kampanyalarının en büyük tartışma konusu ‘beka’ sorunu olmuş gibi görünüyor. Tayyip Bey de Devlet Bey de Cumhur İttifakının tökezlemesi halinde Türkiye’nin zarar göreceği, PKK, FETÖ ve başka iç ve dış güçlerin saldırılına maruz kalacağı savını işliyor. Hatta Tayyip Bey bir tık öteye gidip Türkiye’ye inanan ve güvenen Ümmet’in anti-İslam güçlerinin daha şiddetli saldırılına maruz kalabilececeğini ve direncinin kırılabileceğini söylüyor.

Gerçekten de Türkiye zoraki göçe maruz kalmış ve ölüm kalım savaşı vermiş müslümanlar için sığınak, Tayyip Bey ise eski güçlü ve ihtişamlı günlerini özleyen müslümanlar için ise umut veren bir müslüman lider oldu. Ama nasıl Şampiyonlar Ligine gitmek için önce Süperlig Şampiyonu olmak gerekiyorsa, Türkiye’nin de önce müslüman ülkeler arasında ekonomik olarak en güçlü, en gelişmiş, en demokratik, en adil ülke olup güçlü kurumları ve kaliteli üniversiteleriyle de lider olması gerekiyor.

Beka sorununa dönecek olursak bence Türkiye’nin böyle bir sorunu yok. Asırlardır bağımsız yaşamış olan Türkiye halkı her zaman vatanına sahip çıkmıştır. Ama artık Türkiye’nin güçsüz bir iktidarla vakit kaybetme lüksü yok. O yüzden AK Parti bu seçimlerden en az oy kaybı ile çıkmalı ve ardından 2023 yılına dek Türkiye’yi dünyada ilk 10’a giren çok güçlü bir ülke yapmak için çok çalışmalı. Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıldönümünde güçlü, istikrarlı, güven veren ve refah içerisinde yaşanılan bir Türkiye bekliyor ve istiyoruz.

Please follow and like us:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

error

Enjoy this blog? Please spread the word :)

  • Follow by Email
  • Facebook
  • Twitter