Mübarek Kurban Bayramını bu sene Bosna’da geçirmek nasip oldu. Bayram süresince dünyanın dört bir köşesinden gelen hayırseverlerle beraber Bosna’nın değişik bölgelerine giderek önce kurban kesimine müşahitlik edeceğiz ve ardından ihtiyaç sahiplerine dağıtımında bulunacağız.
Bosna-Hersek Fatih Sultan Mehmet zamanında fethedilmiş bir belde. Fetihten önce Osmanlı buralara Bektaşi Tekkesinden hocalar göndererek buraları İslamiyete ısındırmış. Dolayısıyla fetih kolaylaşmış. Bosnalılar namaz, dua, abdest vesaire İslami terimleri bizden öğrenmişler ve bu kelimeler hala kullanılıyor. Türkçemiz o kadar hakim olmuş ki posterlerde “Bayram Şerif Mübarek Olsun” diye yazıyor. Hutbelerde dualar Türkçe ve Arapça okunuyor. Her yerde Osmanlı mimari tarzı camiler görmek, minarelerden 5 vakit ezan işitmek insanı sanki Türkiye’deymişsin gibi hissettiriyor.
Biz ne yiyorsak Bosnanılar da onu yiyor. Kebabçiç ve bürek buranın en meşhur yemekleri. Saraybosna’nın merkezi Baščaršija, yani Başçarşı, diye geçiyor. Başçarşı’da dolaşırken insan kendini bir Osmanlı şehrinde yürüyormuş gibi hissediyor.
Bayram namazımızı Saraybosna’nın merkez camisi olan Gazi Hüsrev Bey Camisinde kıldık. Gazi Hüsrev Bey Kanuni zamanında burada valilik yapmış, çok hizmetleri bulunmuş, camiler ve medreseler yapmış ve vakıflar kurmuş bir tarihi şahsiyet. Bizimle namaz kılanlar arasında rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in oğlu da vardı.
Bosna bir Afrika ülkesi kadar olmasa da fakir bir memleket. Yetişmiş gençleri yüksek işsizlik oranları yüzünden Avrupa’ya göç ediyor. O yüzden Diyanet, Kızılay ve Milli Görüş gibi kuruluşlarımızın bu beldede özellikle son 20 küsür senedir yaptığı hizmetler çok kıymetli ve takdir görüyor. Hayırsever insanımızın bu beldeye yaptığı ve yapmakta olduğu hizmetleri ve katkıları gördükçe bir Türk olarak göğsüm kabarıyor.
Hepimizin Kurban Bayramının kutlu ve hayırlara vesile olması dileğiyle.
