Turkiye’deki sosyalist, solcu ve liberal kesimin birçoğunda 16 yıllık AK Parti iktidarının oluşturduğu bir kızgınlık ve hatta kin var. AK Parti ve özellikle Erdoğan kaybetsin istiyorlar. Her seçime “artık iktidar değişecek” veya “AK Parti ekseriyetini yitirecek” ümidiyle giriyorlar ve kaybedince de memnuniyetsizlikleri daha da artıyor.
Muhalif seçmeninin bu ruh hali muhalefet partilerinin sert bir üslup ile siyaset yapmasına sebep oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da dik duruşu ile karşılık veriyor muhalefete. Bu da bir kısır döngü oluşturuyor ve kutuplaşmayı tırmandırıyor. 15-Temmuz hain darbe kalkışması bu kutuplaşmayı bir süreliğine rafa kaldırmıştı ama kısa sürdü.
Millet olarak bir liderin yumuşak üslup kullanmasını zayıflık olarak görüyoruz. Oy vereceğimiz partinin liderinin sert olmasını bekliyor ve rakip partilere ‘çakmasını’ istiyoruz. Hatta bu tarz hoşumuza gidiyor.
Bu kısır döngünün değişmesi biz vatandaşların elinde. Unutmayalım ki siyasetçiler bizlerin ruh haline ve beklentilerine yönelik siyaset üretiyorlar. O yüzden eğer bizler daha sakin olursak, siyasetçilerden isteklerimizi ve beklentilerimizi somut ve rasyonel tutarsak, onlar da üsluplarını zaman içerisinde değiştireceklerdir.
Eğer bugüne dönecek olursak, elbetteki AK Parti’nin hataları olmuştur. Ama bir kişi veya kurum hakkında karar verirken hangi karakterinin daha ağır bastığına bakmak gerekir. AK Parti’nin yaptığı müspet işler kusurlarının kat be kat üzerindedir. O yüzden inancım şudur ki AK Parti, Türkiye için hala en güzel bir kader ve en hayırlı bir kısmettir. O yüzden AK Parti ile yola DEVAM.
27-05-2018