İskenderun Feyezan Kanalı Islahı ve Millet Parkı projelerinin parası nereden geliyor diye düşündünüz mü hiç? Yada Antakya Tahtaköprü Tematik Macera Parkı veya Huzur Bahçeleri projelerinin parasını kim ödüyor biliyor musunuz? Bu iki sorunun da cevabı aslında aynı: BİZ. Peki ödediğimiz vergilerin ne kadarı bize belediye hizmeti olarak geri dönüyor beraberce irdeleyelim.

Belediye gelirleri üç temel kaynaga dayanır:

  1. Öz Gelirler: Emlak vergisi, resim, harç, katılım payı; belediyeye ait mal ve mülklerin satışı veya kirası; hizmet karşılığı alınan ücretler; faiz ve cezalar; bağışlar; iştirak gelirleri.
  2. Devletin genel bütçe ve vergi gelirleri tahsilatı toplamının %6’sı olan havuzdan belediyenin nüfusuna ve yüzölçümüne orantılı olarak aldıkları pay.
  3. Merkezi yönetimden kamu yararını ilgilendiren giderlere katkı sağlamak, belediyeler arası gelir dağılımındaki adaletsizliği ortadan kaldırmak ve uygun görülen hizmet ve yardımlar için yapılan ek para transferleri.

Birinci kalemdeki ihtilaf belediye mülklerinin vakıflara veya şahıslara verilirken ya bedava ya da çok tenzilatlı verilmesinden kaynaklanır. En büyük gelir kaynağı olan ikinci ve üçüncü kalemler Ankara’dan gelir. İkinci kalem orantısal olarak dağıtıldığı için problem yaratmaz. Üçüncü kalem ise iktidar partili belediyelere ‘kıyak’ geçildiği dedikodularının çıkmasına sebep olur. O yüzden muhalefet partilerinden olan belediyeler “iktidar bize para vermiyor” der durur. Ve bu söylentiler hangi parti iktidar olsa da devam eder.

Bunu değiştirmenin en kesin çözümü belediyelerin kendi gelirlerini oluşturmasıdır. Yani her belediye yıllık giderlerini bir tarafa, gelirlerini diğer bir tarafa yazar. Eğer gelirler giderlerden az ise, yukarıda birinci notta adı geçen gelir kalemlerini arttırma yoluna gider. Yani vergileri ve harçları arttırır, kiralara zam yapar, cezaları yükseltir, yeni iştirak ve yatırımlara yönelir. Ama en önemlisi şehre yeni yatırımcılar cezbedecek insiyatifler alıp teşvikler vererek ticaret hacmini ve dolayısıyla vergi gelirlerini arttırır.

Unutmayınki belediyeniz bir harcama yapıyorsa bu sizin cebinizden çıkan parayla oluyor. Bu sistemde:

  • Vergiler daha çok para kazananlardan toplanır.
  • Evi olmayan veya memurluk yapan düşük gelirli insanlar daha az belediye vergisi öder.
  • Devlet artık belediyelere para vermeyeceği için devlet gelir vergisi oranları düşürülür.
  • Cebinizden çıkan paranın karşılığını direk olarak görürsünüz.
  • Belediye vergileri ve harçları arttırmak istediğinde protesto edebilirsiniz.
  • Belediye Başkanını seçerken partisi yerine CV’sine ve tecrübelerine bakarsınız.
  • Belediyeler mali olarak bağımsız olur. Sadece otoban, havalimanı ve baraj gibi çok büyük projelerde merkezden mali yardım alır.
  • Yeraltı kaynakları ve miri araziler yine devletin kontrolünde kalmaya devam eder.
  • Belediyelerin futbol kulübü sahibi olup onlara gelir aktarması önlenir.
  • Bütçeler, harcamalar ve ihaleler de ‘şeffaf’ olursa, halk tabiriyle “tadından yenmez”.
Please follow and like us:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

error

Enjoy this blog? Please spread the word :)

  • Follow by Email
  • Facebook
  • Twitter