A.B.D. uzun zaman sonra uzaya yeniden insanlı uçuş gerçekleştirdi. Naklen seyrettiğim uçuşta 2 astronot 12 dakika içerisinde dünya yüzeyinden 100 km uzaktaki yörüngeye oturdu ve ertesi gün Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) ile buluştu. Uçuşun SpaceX özel şirketine ait uzay aracı ile yapılması, uzay kapsülünün eski uzay mekiklerine göre teknolojik olarak çok daha üstün olması, uçuşun muntazaman ve sorunsuz işlemesi tüm dünyanın ilgisini çekti.

Uzaya, gezegenlere, uzay seyahatine çok meraklı, bu konularda çok okumuş ve belgesel izlemiş birisi olarak, dostlarımın da isteği üzerine, bir yazı dizisi hazırlamaya karar verdim. Bu ilk yazıda bu uçuşa dair enteresan bilgiler vereceğim.

  1. Roket kapsülden ayrıldıktan sonra Atlantik Okyanusundaki bir yüzer platforma salimen iniş yaptı ve tekrar kullanılacak.
  2. Astronotların manuel olarak müdahale etme imkanları olsa da tüm uçuş otomatik olarak gerçekleşti.
  3. Kapsülde bir kriz anında kullanılmak üzere yaşam destek ünitesi vardı.
  4. NASA daha önce uzaya astronot yollamak için Rus Uzay Ajansı’nın (Roscosmos) roketlerini kullanıyordu. Roscosmos 2008’de astronot başına 21 milyon $ alırken, artık tekel oldukları için zamanla bu rakamı 90 milyon $’a çıkarmışlar. SpaceX bu işi adam başı 55 milyon $’a yapmayı taahhüt edince NASA onlara vermiş astronot taşıma ihalesini.
  5. NASA yılda 3-4 milyar $ harcıyor ISS’ye bakım ve yaşam desteği için.
  6. SpaceX ileride ISS’ye turist taşıma planı yapıyor. Turist başına geceliği yeme, içme ve internet dahil $35.000.

Roketin fırlatıldığı Florida’daki NASA Kennedy Uzay Merkezini birkaç kere ziyaret ettim. Hatta NASA için bir proje yapmak ta nasip oldu. İki tane Boeing 747 uçağını birleştirerek yapmayı planladıkları özel bir roket fırlatma uçağına uygun apron tasarlamıştık. Bu uçağın görevi uzay aracını yüksek bir irtifaya çıkardıktan sonra ateşleyip yörüngeye yerleştirmekti. Bu yöntemle uzay aracını yörüngeye yerleştirebilmek için daha küçük ve daha ucuz bir roket kullanmak mümkün oluyor.

Her ne kadar meşakkatli ve pahalı da olsa dilerim Türkiye de bir gün uzayda olur. Sonraki yazılarımda ISS’teki hayata, güneş sistemindeki gezegenlere ve diğer uzay konularına değinmeyi düşünüyorum.

Please follow and like us:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

error

Enjoy this blog? Please spread the word :)

  • Follow by Email
  • Facebook
  • Twitter