Birkaç sene öncesine dek pek konuşulmayan çocuk istismarı sorunu dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi artık Türkiye’de de gündemin ilk sıralarına oturdu.
Çocuk istismarcıları daha önce de vardı, ne yazık ki bundan sonra da olacak. Biz yetişkinlere emanet olan savunmasız çocuklarımızı her türlü tehlikelerden korumak ve onlara mukayyet olmak hem devletin hem de bizlerin müştereken ve devamlı surette yapması gereken bir vazife. Çocuklarımızın daha çok küçük yaşlarda böyle bir travma yaşamalarını ve ondan sonraki hayatlarının cehenneme çevrilmemesi adına şunlar yapılabilir:
1. Çocuk istismarcılarını zamanında tespit etmek, gerekli mercilere şikayet ederek layık oldukları cezaları çekmelerini sağlamak lazım.
2. Adalet sistemimiz bu istismarcılara “bir hata yapmış işte” merhameti ile değil, “bu sapık eğer cezasız kalırsa yarın benim çocuğuma/torunuma da aynısını yapabilir” gazabıyla azami cezaları tatbik etmeli.
3. Polisimiz tedavisi neredeyse imkansız olan bir sapıklık olduğu için cezasını çekip çıkanları hem fiziki ve hem de dijital olarak takip etmeli.
4. Çocuk istismarcılarının sosyal medyayı kullanarak çocukları kandırdıkları gerçeğinden hareketle polisimizin sosyal medyada 24-saat aktif ve tetikte olmalı.
5. Ebeveynler çocuklarının sanal dünyada neler yaptıklarını devamlı monitör etmeli.
6. Polisimiz diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi istismarcıların fotoğraflarını yaşadıkları mahallenin sakinleri ile paylaşmalı.
7. Bu tür sapıkların çocuklarımızın yoğunlukla bulunduğu okul, park, havuz, deniz, oyun alanları gibi yerlere 300 metreden fazla yaklaşmalarını yasaklanmalı.
8. Ebeveynler artık “yaşlıdır, aile dostudur, dindardır veya akrabadır” demeden herkesi bir filtreden geçirdikten sonra çocuk emanet etmeli.
9. Çocuklarımızla herşeyi açıkça konuşalım, onlarla dost olalım ki hayatlarında olan herşeyi bize rahat rahat anlatabilsinler.
10. Okullarda vicdan ve ahlak eğitimi verilmeli ve çocukları bu tür tehlikelere karşı bilgilendirme yapılmalı.
11-07-2018