Halk ayaklanmasından ürkerek kaçan Suriyeliler 2011 Nisan ayından itibaren ülkemize sığınmaya başladılar. Halk ayaklanması kısa bir sürede iç savaşa dönüştü ve sığınmacı sayısı hızla arttı. Türk hükümeti ve halkı bu kardeşlerimize ‘ensar’ gözüyle bakıp kucak açtı. Ama artık bu hoşgörü yerini hoşnutsuzluğa bırakmaya başladı. Bunun sebeplerini şöyle sıralayabiliriz.
1. Toplam sığınmacı sayısı 4 milyona ulaşması, her şehirde olmaları, hatta bazı şehirlerde mahalleleri bile olması.
2. Suriyelilerin Türklere göre daha ucuza çalışıp Türk işçilerin önüne kesmesi.
3. Sığınmacıların çalışmadan her ay devletten para alması, hastanelerde bedava bakılması, üniversitelerde bedava okuması.
4. Sokaklarda dilenen, kadınlarımıza sarkıntılık yapan, oturdukları evlerin kirasını ödemeyen, kısacası kötü görüntü veren bazı Suriyelilerin olması.
5. Bayram için memleketlerine gidip bayramdan sonra geri dönmeleri, yani Türkiye’de ‘emniyet’ için değil, ‘tercih’ ettikleri için kalıyor olmaları.
6. Çoğu fakir olduğu için sadece çok azının işyeri açarak veya emlak satın alarak Türk ekonomisine katkı yapması.
7. Ekseriyetinin az eğitimli ve katma değeri düşük meslekli olması.
8. Türk halkının Suriyelileri farklı, kaba ve düşük kültür seviyeli olarak görmesi.
Elbetteki dil bilmedikleri halde kısa sürede başarılı olup Türkiye ekonomisine katkı yapan sığınmacılar da var. Ama bunlar azınlıkta olduğu için henüz toplumun genel fikrini değiştirebilmiş değiller.
Bu sebeplerle ensar-muhacir muhabbeti eriyor, evsahibi artık misafirin yüzüne esniyor ve kalkması için gözünün içine bakıyor. Peki ne olacak, neler yapılabilir Suriyeli kardeşlerimiz için? Cevapları sonraki yazılarımda.
21-07-2018