Sevdik mi tam seviyoruz. Şeyhimizi uçuruyor, liderimizi ilahlaştırıyor, sevmediğimizi hainlikle suçluyoruz. Yalakalık ve yağcılık toplumumuzu sarmış. Samimi olmayan yorumlar, ölçüsüz iltifatlar ve övmeler gırla. Sakin ve objektif düşünemiyoruz. Birkaç örnek vereyim.

Atatürk’ü bırakın eleştirmeyi, onu sevmemek hainlik, sevmek ise norm haline gelmiş. Hatta garanti olsun diye 1952’de Atatürk’ü koruma kanunu çıkarmışız. Muhabbetin ölçüsü o kadar kaçmış ki geçenlerde Atatürk’ün insani taraflarını yazdığım müspet yazı bile tepki aldı.

Fetullah Gülen gibi aynı konu üzerine farklı zamanlarda birbirine tamamen zıt şeyler söyleyen bir adam hala takipçileri tarafından “beklenen salih zat” olarak görülüyor ve tabağındaki yemek artığı “şifa” niyetine yeniyorsa ciddi bir sorun var demektir.

Bir müslüman olarak Hz. Muhammed’i (SAV) ne kadar çok sevsek de neticede bir kul olduğunu unutmamamız için şehadet getirirken Muhammed Allah’ın önce kulu sonra resulüdür diyoruz.

Olaylara objektif bakmak ile hükümlüyüz. Saygı çerçevesinde, hakaret etmeden eleştirilere açık olmalıyız. En sevdiklerimizin bile neticede insan olduğunu, hata yapıp günah işleyebileceklerini, iyi ve kötü yönleri olabileceğini unutmamalıyız. Bir kişiye daha olgunlaşmadan yapacağımız aşırı övgülerimiz ile onun gelişimini engellemiş ve ona kötülük etmiş oluruz. Aşırı muhabbetin sonu putçuluktur. İşte bu yüzden muhabbette frenimiz olsun.

05-10-2018

Please follow and like us:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

error

Enjoy this blog? Please spread the word :)

  • Follow by Email
  • Facebook
  • Twitter