Salı günü TBMM’de yaşanan rezalet ülkemizdeki bazı siyasetçilerin etik ve kalite sorunu olduğunu bir kez daha gösterdi. 2019 yılında hala böyle bir olay yaşanmasını aklım ve havsalam almıyor. Hadisenin mağduru olan Özlem Zengin yakın aile dostumuzdur. Özlem Hanım yılmaz ve yorulmaz kadın hakları savunucusu ve donanımlı bir siyasetçidir. Ama en önemlisi harika bir anne, çok iyi misafirperver ve müthiş insancıldır.
Bu hadise hepimize 20 sene önce yaşanan rezaleti hatırlattı. 1999’da Ecevit, 70 küsür yaşına, 50 küsür senelik siyaset tecrübesine, ama en önemlisi kibar ve nazik bilinen şahsiyetine hiç mi hiç yakışmayacak şekilde Merve Kavakçı’ya ‘kabadayılık’ yapmıştı. 20 yıl sonra başka bir üst düzey CHP’li olan Engin Özkoç hemen hemen aynı sözlerle yine başörtülü bir hanım milletvekili olan Özlem Zengin’e hakaret etti.
Bu neredeyse tıpatıp aynı olan iki hadisenin ortak bir zihniyetin dışa vurmuş tezahürü olduğunu müşahede etmek hiçte zor değil. Bu meşum (uğursuz) zihniyet ne yazık ki son bir asırdır devam ediyor. 1990’lara kadar galiben var olan bu zihniyet, önce Refah Parti ve ardından AK Parti iktidarından sonra mağluben devam etti, ama her zaman varlığını korudu. Son tezahürü ise Özlem Hanıma denk geldi.
Bu hadise gösteriyor ki bu tür politikacıların elinde olsa 1950’lere dek devam eden tek partili CHP iktidarı dönemindeki Türkiye’yi geri getirmek için bir saniye beklemezler. O Türkiye dindarların baskı altında tutulduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı, başörtülü kadınların taşralı muamelesi gördüğü, şapkasız erkeklerin başına katran sürüldüğü bir dönemdi. Ben ülkemizin geriye gitmesini ve bir daha böyle bir dönem yaşamasını istemiyorum. Daha iyi bir Türkiye için muhalefet partilerimizin de daha saygılı ve kaliteli siyasetçilere ihtiyacı var.