Bugün alınan kararla Ayasofya yeniden ibadete açıldı. Bu şekilde Fatih’in Ayasofya Vakfiyesine kaydettirdiği şu meşhur bedduasının nihayet muhatabı kalmaz: “Eğer bu vakfiyeye uygun hareket edilmezse Allah’ın, peygamberlerin, meleklerin laneti üzerine olsun”.
Yıllar önce kendime söz vermiştim açılır açılmaz gidip orada namaz kılacağım diye. Umarım bu ahdimi en kısa zaman yerine getirmek nasip olur. Yine umarım ki Ayasofya Camisi aynı Sultanahmet Camisi gibi hem ziyarete hem de ibadete ahirete dek açık kalır.
Sizlerle Ayasofya’nın Osmanlı İmparatorluğu ve Türkler için olan önemine dair birkaç tarihi gerçeği paylaşmak istiyorum.
- Ayasofya Camisi Osmanlı’nın gözbebeğidir. Padişahların çok büyük çoğunluğu, hemen karşısında daha muhteşem bir yapı olan SultanAhmet Camisine rağmen Cuma namazlarını orada kılarlardı.
- Anadolu’dan İstanbul’u gezmeye gidenlerin ilk yaptığı işlerden biri Ayasofya’yı görmek idi. Memleketlerine geri döndüklerinde ise arkadaşlarına “Cuma Namazını Ayasofya’da kıldım” diyerek gururlanırlardı.
- 30-Ağustos Dumlupınar Meydan Muharebesi zaferinden sonra son Sultan Vahdeddin Ayasofya’da şehitler için mevlüt okutmuştur.
- Ayasofya’nın depremlere rağmen bugüne dek ayakta kalabilmesini sağlayan güçlendirici payandalar Kanun Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Bu payandalar binanın dış cephesine estetiği bozmayacak şekilde yerleştirilmiş ve Ayasofya’nın dış duvarlarının esneyip yıkılmasını önlemiştir.
Bu vesile ile bu kararı alan başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Danıştay’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Yeni yazılarımdan haberdar olmak için https://twitter.com/mehmet_y_ulutas hesabımı takibe alabilirsiniz.