Her çalışan özellikle 50 yaşını geçtikten sonra artık işe gitmeyeceği, çoluk çocuğunun eğitimini ve geleceğini düşünmeyeceği, kafasını dinleyeceği, bol bol tatile çıkabileceği emekilik günlerini hayal etmeye başlar. Bu hayalleri gerçekleştirmek isterken iki şey emeklilerin hayallerini yıkabilir veya en azından seviyesini düşürebilir: hastalık ve geçim sıkıntısı. Emeklilikte hastalığı asgariye indirmenin çarelerini bir başka yazıya bırakıp emeklilikte geçim sıkıntısını önlemenin çarelerini beraberce inceleyelim.
Finans ve emeklilik uzmanlarının tespit ettiği genel konsensüse göre emekli olduktan sonra en son kazandığınız rakamın %80’i civarında gelirinizin devam etmesi gerekiyor. Yani emekli olmadan önce ayda 5.000 tl kazanıyorduysanız, emekli olduktan sonra size aşağı yukarı 4.000 tl gerekiyor. Artık çalışmadığınıza göre bu miktarın emekli maaşınız ve birikiminizden karşılanması gerekiyor.
Türkiye’de de Amerika’da da emekli maaşlarının durumu belli. O yüzden birikimlerinizi sağlam ve hatta çoğaltan yatırım araçlarında tutmanız şart. Başka tedbirler de alarak hayat kalitenizi düşürmeden rahat bir emeklilik hayatı yaşayabilirsiniz. Bu tedbirleri şöyle sıralayabiliriz:
1. Sabit harcamalarınızı kısın. Örneğin eviniz büyükse satıp küçük bir eve geçin ki elektik, doğalgaz, aidat gibi masraflarınız azalsın.
2. Birikimlerinizi riskli yatırımlara bağlamayın.
3. Kira ve tahvil gibi gelir kalemleriniz olsun çünkü ev fiyatları kolay kolay düşmez ve tahvillerin getirisi hem sabittir hem de az risklidir. Devletin çıkardığı tahvillerin riski en azdır.
4. Yıllık harcama bütçesi planı yapın ve buna sadık kalın.
5. Sağlıklı beslenin ve düzenli egzersiz yapın ki masraflı sağlık sorunlarınız çıkmasın.
6. Eğer hala verimli çalıştığınızı düşünüyorsanız, erken emekli olmayın ve böylece emekli hayatı için gerekli birikimleriniz daha çok olsun.
7. Önce kendinizi düşünün paralarınızı çocuklarınıza dağıtmayın. Bırakın onlar kendi geleceklerini kendileri kursunlar.
Hayat uzun bir maratondur. Para ise zor kazanılan ama çabuk harcanabilen ve dikkat edilmezse çok kısa sürede kaybedilebilen bir metadır. Para şöhret gibidir, bir sene zirvedesindir ertesi sene unutulursun. O yüzden paramıza, malımıza sahip çıkmamız lazım. Har vurup harman savurmayalım, maceraya girmeyelim. Para bize en çok yaşlılığımızda lazım. Gençken çalışırsın kazanırsın. Yaşlıysan ve birikimin de yoksa çocuklarının elinde bakarsın ki bu da çok ağır gelir insana.
Sevgili Mehmet Bey: Bence Turkiyedeki ozel emeklilikten ve Amerikadaki ozel emeklilikten de bahsetmelisiniz. Turkiyedeki ozel emekliliklerde duydugum kadarıyla devlet katki payı veriyor. Belli bir miktar yatırana bir de devlet sene sonunda kat payı veriyor. Bunu Turkiyedeki bankacı ya da sigortacı arkadaslarinizdan öğrenebilirsiniz. Devlet fonları garantili bir yatırım aracı haklisiniz ama getirisi çok düşük. Teknoloji agirlikli stoklar daha iyi getiri sağlıyor. Uzun vadede tutanlar kazanıyor. Ayrica altına ve dövize yatırım daha maktikli gözüküyor.
Sevgili Ayfer Hanim oncelikle yazimi okudugunuz icin tesekkur ederim. Dediginiz gibi hem Amerika’da hem de Turkiye’de ozel emeklilige devletler en azindan vergi kesmeyerek katki yapiyor. Ama ozellikle Turkiye’de ozel emeklilik yaygin degil. Devlet fonlari ve tahvillerinin geliri elbetteki dusuk ve fakar yazimda belirttigim gibi neredeyse garanti yatirimlar. Bahsettiginiz tekolojik agirlikli hisse senetleri cok cikabilir veya cok inebilir. 1999’da teknoloji senetlerinin nasil battigini gormustuk. Ayrica tahvil getirilere ekonomiden bagimsiz olarak sabit kaliyor. Ornegin bu pandemi sirasinda hisse senetleri bir ara %30 dustu. Ama tahviller aynen devam etti. Gunun sonunda yatirimci olarak suna karar vermelisiniz: Portfoyumude ne kadar risk istiyorum? Altin belki ama doviz konusunda cok iyimser degilim. Iki onceki yazimda bu konuya deginmistim. Ona bakabilirsiniz.